Her ikisi de Mavi Bayraklı olan Kleopatra ve Damlataş Plajları, Alanya’nın girişinde, tarihi yarımadanın ve Alanya Kalesi’nin batı tarafında, yan yana olacak şekilde konumlanıyor.
Halka açık, girişleri ücretsiz olan plajlardan Damlataş Mağarası’nın hemen ön tarafındaki tarihi yarımadanın batı eteklerine dayanan kıyı şeridi, Damlataş Plajı. Kleopatra Plajı ise, sahilin yarımadaya doğru uzanan kısmında yer alıyor. Kayalarla çevrili plaj, korunaklı yapısıyla, doğal bir havuz görünümünde.
Rivayetlere göre, Roma İmparatoru Antonius, Alanya ve çevresini, Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya hediye ettiğinde, kraliçe bu bölgeyi çok sevmiş ve Akdeniz seferine çıktığında, denize girmek için sürekli bu koyu kullanırmış. Bu sularda, zaman zaman imparatorla birlikte de yüzdükleri, kaleden plaja giden ve sadece kraliçenin kullandığı bir gizli tünel bulunduğu da söylenenler arasında.
Yaklaşık 2 km. uzunluğundaki incecik altın sarısı kumlara sahip sahiliyle, ilçe sakinleri kadar turistlerin de çok sevdiği koylardan biri olan Kleopatra Plajı’nın asıl özelliği ise suyunun çok berrak oluşu. Suya deniz gözlüğü ile girdiğinizde, deniz altının büyülü zenginliklerini keşfedecek ve balıklarla birlikte yüzdüğünüzü fark edeceksiniz.
Oldukça temiz ve konforlu bir sahili bulunan Kleopatra Plajı’nda, güneş, kum ve deniz keyfi yapabilirsiniz. Tatiline daha çok hareket ve eğlence katmak isteyenler, tekne, deniz bisikleti, paraşüt, jet-ski, dalış gibi aktivitelerle neşeli anlar yaşayabilir.