Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin (IUCN) nesli tehlike altındaki türler arasında 'kırmızı liste'de gösterilen caretta caretta türü deniz kaplumbağalarının Akdeniz'deki en önemli yuvalama alanları, Türkiye'de bulunuyor. Deniz kaplumbağaları, mayıs ayında yumurtalarını kumsallarda oluşturdukları yuvalara bırakıyor. Yavrular, temmuz ayı ile birlikte yuvalarından çıkıyor. Yuvalardan çıkış sezonu ise ekimin ilk haftasına kadar sürüyor.
Yavru Çıkış Sürecinin En Yoğun Dönemi
Dalyan-İztuzu, Fethiye, Sarıgerme, Patara, Kumluca, Çıralı-Olimpos, Kundu-Belek-Denizkent, Kızılot gibi Muğla, Antalya, Mersin, Adana ve Hatay sahillerinde her yıl on binlerce yavru deniz kaplumbağası, birçok üniversiteden gelen akademisyen, öğrenci ve gönüllü aracılığıyla denizle buluşuyor. Bugünlerde yuvalama kumsallarının tamamında yoğun yavru çıkışı yaşanıyor.
Bilimsel araştırmalara göre, 1000 yavrudan sadece 2'si ya da 3'ü canlı kalarak, yetişkin birey haline gelebiliyor. Deniz kaplumbağaları, özellikle insan kaynaklı nedenlerle ölüyor. Tatilciler, Akdeniz sahillerinde özellikle ağustos ve eylül aylarında yoğunluk oluştururken, diğer tarafta yuvalarından çıkıp, denize ulaşmaya çalışan on binlerce caretta caretta yavrusu bulunuyor.
'Yavruları Görürseniz Temas Etmeyin'
Patara Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Kumsalı'nda çalışmalar yapan Pamukkale Üniversitesi'nden Prof. Dr. Eyüp Başkale, tatilcilerin yavru çıkış dönemlerinde kesinlikle kumsala çöp atmamaları gerektiğini söyledi. Yuvadan çıkış yaparak denize ulaşmaya çalışan yavruların bazen çöplere sıkışıp, kaldığından bahseden Başkale, ayrıca kumsala araçla girilmemesi, ışık yakılmaması gibi uyarılarda bulundu.
Yuvadan çıkan yavrunun kendi çabasıyla denize ulaşması ve dokunulmaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Başkale, "Çünkü hem kaslarının açılması hem de göbek bağı kokusunun giderilmesi için kumsalda yürümesi şart. Bu sayede hem denizde daha rahat yüzebiliyor hem de koku giderildiği için başka balıkların yemi olmaktan kurtuluyor. Bu konu özellikle şu açıdan önemli; kaplumbağalar doğdukları sahile geri döndüğünden, her yürüme hareketiyle kumsalı hafızalarına kaydediyor. Her bir ilerlemeden sonra kaydettikleri veriler, 20 yıl sonra aynı kumsala geri dönmelerini sağlıyor. Eğer insanlar müdahale ederse; bu hafıza kaydı eksik kalıyor. Bu nedenle aynı kumsala gelmelerini de kısmen etkilemiş oluyoruz. Göbek bağı ise göbek ucunda çok küçük bir parça kalıyor; o da yürürken düşüyor" diye konuştu.
Manyetik Hafıza Kaydı
Dalyan-İztuzu Plajı'ndaki Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) Başkanı Prof. Dr. Yakup Kaska ise dikkat edilmesi gereken konularla ilgili hem tatilcilere hem işletmelere şu uyarılarda bulundu:
"Yuvalarından çıkmalarına yardım etmek için kumsalı kazmayın ve elle tutup, denize götürmeye çalışmayın. Yardımcı olmanın aksine zarar verirsiniz. Yavru kaplumbağalar, denize doğru hareket ederken bulundukları yeri manyetik olarak hafızalarına kazır. Bu yavrular yaşama şansına sahip olduklarında, 25 yıl sonra anne olduğunda, yumurtlamak için doğdukları kumsalı bulacak. İnsanlarda göbek bağı olduğu gibi kaplumbağalar da yumurta sarısından göbek bağıyla besleniyor. Bu göbek bağının da temizlenmesi gerekiyor. Kaplumbağa yumurtadan çıktığı zaman üzerinde hem kan kokusu hem besin kokusu kalıyor. Kumsalda sürünerek, bu kokulardan temizlenmezse denizde balıklara yem olurlar. Bizler nasıl spor yapmadan önce kaslarımızı çalıştırıyorsak yavrular da yaşamlarının tamamında denizde yüzecekleri için yüzmeden önce kaslarını hareket ettirmeli. Sahildeki işletmelerin ışıklarını mümkünse kapatmaları gerekiyor veya kırmızı ışığa dönüştürülmesi lazım. Kırmızı ışık kaplumbağaların yanlış yöne gitmesine yol açmıyor ama diğer renkleri güneş ışığı zanneden yavruların deniz yerine karaya yönelmesi ve ölümüne sebep olabiliyor." (Mehmet Çınar- DHA)