Korkuteli

Korkuteli’de, yöresel lezzetler, geleneksel festivaller, tarihi eserler ve bol oksijenli yaylalar sizleri bekliyor.

Antalya’nın kuzeybatısında, şehir merkezine yaklaşık 64 km. mesafede bulunan Korkuteli, batısında Fethiye, kuzeyinde Burdur, güneyinde Elmalı ve Kumluca, doğusunda Döşemealtı ve Kepez, güneydoğusunda Konyaaltı ile çevrilidir. 

Kaynaklarda eski adı İsinda olarak geçen ilçenin tarihi, Pisidyalılar dönemine kadar uzanmaktadır. Psidyalılardan sonra Romalıların ve Bizanslıların hakimiyeti altına giren toprakları, 1200’lü yıllarda Selçuklular fethetmiş ve 13. yüzyıldan itibaren bölgeye Türkmen toplulukları yerleşmiştir. Tekeoğulları ve Osmanlılar’ın ilk zamanlarında İsinda adı İstanos olarak değiştirilmiş, sonra da İstanaz şeklinde söylenmiştir. Kasabada bir dönem eğitim gören ve daha sonra hayatını kaybeden 2. Bayezid’in oğlu Şehzade Korkut’un hatırasını yaşatmak için 1915 yılında ilçeye, Korkuteli ismi verilmiştir.

Korkuteli, deniz seviyesinden yaklaşık 1020 metre yüksekliği ile Antalyalıların bunaltıcı sıcaklardan kaçış bölgesidir. Bu yüzden yaz aylarında nüfusunda artış görülür.  

2471 km2’lik bir alana yayılan Korkuteli’nde, Beydağları’nın Akdeniz’e bakan yamaçları, çam ormanları ve maki toplulukları ile kaplıyken, düz alanlar tarım alanları olarak değerlendirilmektedir. İlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır. Yaylalarında yetişen sebze ve meyveleri ile ön plana çıkan Korkuteli, özellikle kültür mantarı üretimi ile ünlüdür. Türkiye’de üretilen kültür mantarının yaklaşık %70’i, ilçeye aittir. İlçe, Antalya Mutfağı’nın en bilinen lezzetlerinden yanıksı dondurması ile de meşhurdur.  

Birçok festivale ev sahipliği yapan ilçe, Altın Kiraz Yağlı Pehlivan Güreşleri ve Şehzade Korkut Şenlikleri, Geleneksel Beydağları İmecik Yayla Şenlikleri, Korkuteli Kültür ve Sanat Festivali gibi etkinlikler sayesinde, her yıl yüzlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Yaylalar diyarı olarak da adlandırılan Korkuteli, doğal, kültürel ve tarihi güzellikleri ile dikkat çeker. Birçok medeniyetin izlerinin görüldüğü ilçede, Romalılar Dönemi’nden kalma Keşiş Evi, Selçuklular Dönemi’nden kalma Sultan Alaaddin Camii ve hamam kalıntıları, Hamitoğullarından kalma Taş Medrese, görülmeye değer eserler arasındadır. Coğrafi zenginlikleriyle ve serin havalarıyla ünlü yaylalar ise, Antalya’nın yerlileri kadar, doğa severlerin ve ilçeyi ziyarete gelen turistlerin de ilgisini çekmektedir.  

Antalya kent merkezine yakın oluşu sayesinde kolayca ulaşım sağlanan Korkuteli, deniz turizmine alternatif bir seçenek sunan zenginlikleri ile ziyaretçilerine her zaman keyifli saatler yaşatmaktadır.

EDİTÖRÜN NOTU: 

Yemyeşil tabiatıyla bir yeryüzü cenneti görünümüne sahip, endemik bitkilere, nesli tehlike altında olan Alageyik’lere ve yaban hayatı canlılarına ev sahipliği yapan Güllük Dağı Milli Parkı’nda doğa yürüyüşleri yapmadan,

Serin havası, birçok güzelliği içinde barındıran yalın ve çarpıcı doğasıyla, ziyaretçilerini büyüleyen İmecik Yaylası’na çıkmadan,

Yıllara meydan okuyan ve günümüzde ilçenin simgelerinden biri olarak kabul edilen, eşi benzeri olmayan taç kapısı ve mihrabı ile ünlü Sultan Alaaddin Camii’ni görmeden,

Toplam 457.000 m2’lik alanıyla, içerisinde mesire ve kamp alanları, at çiftliği, okçuluk alanı, macera parkuru, Gokart, ATV parkuru, yürüyüş yolları, restoran ve kafeterya gibi daha birçok seçenek barındıran Korkuteli Seyir Terası’nda, güne keyifli bir mola vermeden,

Ünü Korkuteli sınırlarını aşan, benzersiz tadıyla, damaklarda unutulmaz bir iz bırakan ‘Yanıksı Dondurma’yı tatmadan

Korkuteli’den ayrılmayın!