Alanya’da, incecik kumlarla kaplı plajlar, masmavi deniz, tarihi ve kültürel eserler, ilgi çekici mağaralar birbirinden renkli yaylalar ve sıra dışı bir eğlence hayatı sizleri bekliyor.
Antalya şehir merkezine 133 km. uzaklıktaki Alanya, küçük bir yarımada üzerine kuruludur. Kuzeyinde Toros Dağları, güneyinde Akdeniz ile çevrili ilçe, batısında Manavgat, doğusunda Gazipaşa, kuzeybatısında Gündoğmuş ilçeleriyle komşudur.
İlk kez ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmeyen ilçenin, antik çağlara uzanan köklü bir tarihsel geçmişi mevcuttur. İlçe merkezine 12 km. mesafedeki Kadıini Mağarası’nda yapılan incelemeler, bölge tarihinin M.Ö. 20.000 tarihine kadar ulaştığını ortaya koymuştur. Antik Çağlarda korsanlara sığınak olan Alanya’nın, o dönemki ismi Korakesiom’dur. Bizans Dönemi’nde ise Kalanoros olarak adlandırılmıştır. M.S. 7.yüzyıldaki Arap akınları sırasında, kenti savunmak için pek çok kale inşa edilmiştir. 13. yüzyılda kenti fetheden Anadolu Selçuklu Hükümdarı 1. Alaeddin Keykubad, kentin ismini Alaiye olarak değiştirmiştir. O devirde en parlak dönemlerini yaşayan kentte, bugün halen ayakta olan birçok tarihi eser inşa edilmiş, kent bir donanma üssü haline getirilmiştir. 1471 yılında Osmanlı Devleti sınırları içerisine alınan Alaiye;1571 yılında Kıbrıs eyaletine,1864 yılında Konya’ya, 1868 yılında ise Antalya’ya bağlanmış ve 1871 yılında Antalya’nın ilçesi olmuştur. Alaiye ismi, 1935 yılında ilçeye ziyarette bulunan Atatürk tarafından, Alanya olarak değiştirilmiştir.
Günümüzde Alanya’da, mülk edinerek yerleşen birçok Avrupalı yaşamaktadır. Özellikle yaz aylarında artan nüfusu ile ilçe, adeta büyük bir şehir görünümünü alır.
Alanya’nın ekonomisi, tarım, turizm ve hizmet sektörlerine dayalıdır. İklimi ve konumu ile son derece verimli tarım arazilerine sahip olan, seracılık ve narenciye üretiminin yoğun şekilde yapıldığı ilçe, Türkiye’nin muz ve avokado ihtiyacının çok büyük bir kısmını karşılamaktadır.
Kendine has bir mutfak kültürü olan ilçenin, Laba Dolması, Alanya Bohçası, Taze Ülübü Yemeği, Hülüklü Çorbası, Göleviz Yemeği, Oklava Çekmesi, Külük Helvası, Çiğirdik gibi birçok yöresel lezzeti bulunmaktadır.
Alanya, ülke turizminde, oldukça önemli bir paya sahiptir. Kıyılarını kaplayan yaklaşık 70 km’lik sahil şeridi, pırıl pırıl denizi, ziyaretçilerini tarih kokan bir atmosferin içine sürükleyen yerleşim alanı, yaylaları, mağaraları ve hareketli gece hayatı ile tam bir turizm cenneti olan Alanya, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlamaktadır.
Yeşil ve mavinin buluştuğu ilçeyi ziyaretinizde, tarihi mekanları ve arkeolojik kalıntıları görebilir, altın sarısı kumlarla kaplı plajlarda, güneş ve deniz keyfi yapabilir, tertemiz ve serin havasıyla ünlü yaylalara çıkabilir, doğal oluşumları ile ilgi uyandıran mağara ve kanyonları keşfedebilirsiniz.
EDİTÖRÜN NOTU:
İçerisinde yer alan tarihi eserlerle birlikte, denizden yaklaşık 250 metre yükseklikteki 10 hektarlık yarımada üzerine kurulu, bir açık hava müzesi olan Alanya Kalesi’ni gezmeden,
Alanya’nın tüm tarihi dokusunu ve eşsiz görselliğini, muhteşem bir manzara eşliğinde seyretme fırsatı sunan Alanya Teleferik’le seyahat etmeden,
Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın Roma İmparatoru Antonius ile birlikte yüzdüğü rivayet edilen, berrak suları ve incecik altın sarısı kumlarıyla ünlü Kleopatra Plajı’nda denize girmeden,
Kendinizi sanki Karadeniz yaylalarında hissedeceğiniz zengin bitki örtüsü ile kaplı Gedevet Yaylası’nın, doğayla iç içe huzurlu atmosferini solumadan,
Torosların saklı güzelliklerini barındıran Dim Çayı Vadisi’ni, Rafting, ATV Safari, Jeep Safari, bisiklet, doğa yürüyüşü, piknik gibi aktiviteler ile keşfetmeden,
Şehirle iç içe olan konumundan ötürü daima hareketli ve dinamik olan, göz alıcı süslemelere sahip temalı tur tekneleri ile hayranlık uyandıran Alanya Yat Limanı’nı boydan boya turlamadan,
Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarası olan, 15.000 yıl öncesine dayanan sarkıt ve dikitleriyle, ziyaretçilerini daha ilk bakışta büyüleyen, astım hastalarına şifa kaynağı havasıyla ünlü Damlataş Mağarası’nı gezmeden
Alanya’dan ayrılmayın!